Zaman mizahi, akıl kalır nizami
Ölüm yakın mı bana da dikin o bembeyaz kefenleri
Telafi zordur gidenin dönüşü yok hayata,
Bitkinim bitirdi ruhumu, acıların mesaisi...
Bir kağıt kalem yeter odamda tablolar kelam dilimde eser
Sefil gülüşse cani test eder
Sokakların dram sözümü yansıtan, zaman adımı sulayan bir olgu
Çok mizansen oldu doğumu omuzda yük günahların
İnsanoğlu adını almış bedeni ruh dolu, güruh sonunda aynı kapıya vardın!
Saatler aldı başını gittiler, ağır roman ki aksi acının korku ikliminde gizli
Ölümün ateşi, kan ve ter o vasiyetinde yalnız geçen kederler, lunatical nöbetler,
Soğuk betonda karşılaşma hayat matah değil,
Sefilsen eğdirir başın önünde kurşun kefil.
Karanlık her daim teslim olduğun tuzak mı?
Huzur mu mutlulukla kazanılan o Tanrı hatrı?
Siyah kadar beyaz, ölüm kadar yaşam mübah
Bir nefeste çektim dumanı ölümün takibinde,,
Çünkü;
Zaman mizahi, akıl kalır nizami
Ölüm yakın mı bana da dikin o bembeyaz kefenleri!
Telafi zordur gidenin dönüşü yok hayata,
Bitkinim bitirdi ruhumu, acıların mesaisi ...
Bir iki zıvana teste tabi, ortam aniden, gerildi herkes
Bil ki dostun öyle serbest..
Tetik hazır cebinde çifte zar, mekik dokur ölüm
Azar azar kanına karışan Şeytanı melek sanar..!
Yalancı heyecan anlık, ruh karanlık, sukütsa satılık peşkeşe,
Eşince geneli gördüğünse can çeken sokaklar -Kuytularda morfin eroin!
Gözaltı sorgusuz bahar ırak bir nevruz oysa yaşadığım hep psikonevroz!
Paranoyak karanlığımda dökülen nisroc alemi, cinayet mahalli
Bilirim yakın ve dokunamadığım kadar uzaksa huzur,
Dönüşü yok artık Şeytanın kapında sarhoştur..
Dumanlı mevkî, odamın kan semaisi,
Zan tedavisi karmaşık temelde ayna Razi,
Acının coğrafyası nasır tutan bedenler,
Gri binalar addeder kaderleri
Nedense
Ölüm yakın mı bana da dikin o bembeyaz kefenleri
Telafi zordur gidenin dönüşü yok hayata,
Bitkinim bitirdi ruhumu, acıların mesaisi...
Bir kağıt kalem yeter odamda tablolar kelam dilimde eser
Sefil gülüşse cani test eder
Sokakların dram sözümü yansıtan, zaman adımı sulayan bir olgu
Çok mizansen oldu doğumu omuzda yük günahların
İnsanoğlu adını almış bedeni ruh dolu, güruh sonunda aynı kapıya vardın!
Saatler aldı başını gittiler, ağır roman ki aksi acının korku ikliminde gizli
Ölümün ateşi, kan ve ter o vasiyetinde yalnız geçen kederler, lunatical nöbetler,
Soğuk betonda karşılaşma hayat matah değil,
Sefilsen eğdirir başın önünde kurşun kefil.
Karanlık her daim teslim olduğun tuzak mı?
Huzur mu mutlulukla kazanılan o Tanrı hatrı?
Siyah kadar beyaz, ölüm kadar yaşam mübah
Bir nefeste çektim dumanı ölümün takibinde,,
Çünkü;
Zaman mizahi, akıl kalır nizami
Ölüm yakın mı bana da dikin o bembeyaz kefenleri!
Telafi zordur gidenin dönüşü yok hayata,
Bitkinim bitirdi ruhumu, acıların mesaisi ...
Bir iki zıvana teste tabi, ortam aniden, gerildi herkes
Bil ki dostun öyle serbest..
Tetik hazır cebinde çifte zar, mekik dokur ölüm
Azar azar kanına karışan Şeytanı melek sanar..!
Yalancı heyecan anlık, ruh karanlık, sukütsa satılık peşkeşe,
Eşince geneli gördüğünse can çeken sokaklar -Kuytularda morfin eroin!
Gözaltı sorgusuz bahar ırak bir nevruz oysa yaşadığım hep psikonevroz!
Paranoyak karanlığımda dökülen nisroc alemi, cinayet mahalli
Bilirim yakın ve dokunamadığım kadar uzaksa huzur,
Dönüşü yok artık Şeytanın kapında sarhoştur..
Dumanlı mevkî, odamın kan semaisi,
Zan tedavisi karmaşık temelde ayna Razi,
Acının coğrafyası nasır tutan bedenler,
Gri binalar addeder kaderleri
Nedense
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder